Kayıtlar

EKONOMİK YAKLAŞIM

Resim
Eminim ki çoğunuz bu başlığı okuduğunuzda bu yazının iktisadi konuları içeren bir yazı olduğunu düşüneceksiniz. Ancak yazıyı okumaya başladığınızda ve yazının derinlerinde yol aldığınızda açık ve net bir şekilde görülecektir ki bu yazı herhangi bir iktisadi konu içeren bir yazı değildir. Olaylara ya da hayata hangi pencereden baktığınız çok önemlidir. Zira olaylara ya da hayata bakış açınız yaşam tarzınızın dünya üzerindeki bir nevi tezahürüdür. Bunu düşüncelerinizle harekete geçirirsiniz. Düşünürsünüz ve düşündüğünüz şekilde de yaşarsınız. Yaşam şekliniz nasıl düşündüğünüzü gösterdiği gibi, düşünce tarzınız da nasıl yaşadığınızı gösterir.   Bu açıdan olaylara ya da hayata bakıldığında  “Ekonomik Yaklaşım” ın ne olduğu üzerine çeşitli teoriler geliştirilebilir. Olayın gelişme evresi, sürece hangi açılardan baktığınızla ilgilidir. Buna binaen hayatın olağan akışı içinde sıkça yaşadığımız bazı durumları incelemekle başlayalım.   KAYNAK:  https://images.app.goo.gl/7vHqokwEyuGpE1Kg8 Kâinat

ŞEHİR VE SEN

Resim
 Şehir içine akıyor bugün, Ve sen şehrin içinden geçiyorsun Bir şiirin içinden akar gibi Şehir mi sana tutsak? Ben mi şehre âşık? Bilemedim Bildiğim tek şey, İçine aktığım bu şehirde Bir şiir misali sana yazıldığımdır. 

NASIL HAYATLAR YAŞIYORUZ?

Resim
Yaşadığımız çağda belki de beni en çok düşündüren ve ilerleyen zamanlarda daha da çok düşündürecek olan konu, insanoğlunun nasıl bir aşamaya gelip de, bugün ne tür hayatlar yaşadığı ve bugünden sonra ne tür hayatlar yaşayacağı sorunsalıdır.   Bu mevzu, beni sadece düşündürmekle kalmıyor, aynı zamanda inanılmaz derecede korkutuyor da… Bu, belki de her insanın oturup da düşünmesi ve hepsinden önemlisi kişinin kendisinin yaşadığı hayatı gözden geçirmesi gereken bir durum… Sizce de, insanoğlunun oturup düşünmesi ve her bireyin kendine çeki düzen vermesi için doğru bir vakit değil mi bugün? Sizce de, bu doğru vakit gelip de geçmedi mi ve hala geçmiyor mu? Evet, vakit bu, durmak bilmez ve su misali akıp da gider hiçkimselere sormadan… Ve insan; doğar, büyür, yaşar ve günü geldiğinde de ölüp gider bu fani hayattan… İşte bir ömür böyle geçer ve gider, hiç farkında dahi olun(a)madan… Ve ‘‘Nasıl hayatlar yaşıyoruz?’’ sorusunun cevabı da, yaşam ile ölüm arasında geçen, o uzun bir

"ALYA 1. SEANS UYANIŞ" FANTASTİK ROMAN

Resim
  “ALYA 1. SEANS-UYANIŞ” adlı fantastik romanın arka kapak yazısı: "İyilerle kötülerin bir arada olduğu iki kutuplu bir Dünya... Kötülüğün simgesi Kaiseros, ruhu ile birleşmek adına, uyanacağı o karanlık gün için geri sayar. Soylular Meclisi, Kaiseros'un bedenini özgür bırakmak için "Gizli Plan" ı hayata geçirmeye başlar. Bu plandan haberdar olan Profesör Aldo, Soylular Meclisi tarafından kontrol altına alınmak istenir. Ona tarafını seçmesi için iki seçenek sunulur: Ya onlardan birisi olup hayatına devam edecektir ya da onlardan birisi olmayı reddedip bu hayata veda edecektir. Profesör Aldo zor bir kararın eşiğindedir. Onlara dokunacak ama asla onlardan birisi olmayacaktır. Profesör Aldo kararını verir ve bu karanlık planı durdurmak adına Alya'yı devreye sokar. Profesör Aldo'nun oğlu Ando ise, babasından kendisine bırakılan şifreleri çözüp yola çıkar. Anka Ormanı'nda Alya ile yolları kesişir. Bu kutlu yola birlikte devam ederler. İyilerle kötülerin bir

TÜKETİM VE YANSIMALARI

Resim
Tüketim dediğimiz şey, üretilen mal ve hizmetlerin ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılamaları gayesi ile üretilen bu mal ve hizmetlerin insanlar tarafından tüketilmesinden başka bir şey değildir. Kişi, geliri ölçüsünde tüketim yapar ve bu sayede barınma, yeme-içme ve giyim-kuşam gibi temel gereksinimlerini karşılaması yanında insan, zaman, sağlık, çevre ve bunun gibi birçok alanda da ciddi manada tüketimler yapar. Tüketimin varlığı, elde edilecek bir gelirin varlığına bağlı olmakla birlikte, kişinin hiçbir geliri olmasa dahi yapması gereken zorunlu tüketimleri gerçekleştirebilmesinin iki yolu vardır: Bunların ilki   “tasarruflar”   iken, ikincisi de   “borçlanma”   yoluyladır.    Tüketimin çeşitli dereceleri ve bu derecelerin çok ciddi sonuçları mevcut bulunmaktadır. Bu derecelere göz attığımız vakit, tüketimin en aşağı derecesinde   “cimrilik” , tüketimin ölçülü olması kısmında   “iktisat”   ve tüketimin aşırı olması kısmında ise   “israf”   karşımıza çıkmaktadır.   Cimrilik v

UYUŞTURUCU MADDE BAĞIMLILIĞI VE İSLAMİ BAKIŞ AÇISI

Günümüz modern(!) dünyasına hâkim olan vahşi kapitalist sistemin çarkları arasında sıkışıp kalan insanlık, içine düştüğü bu elem verici durumdan sıyrılabilmek için yeni yollar arıyorken, bilhassa odak noktasında gençlerin olduğu bağımlılık yapan maddeler ve uyuşturucu madde tehdidi de gitgide daha tehlikeli boyutlara ulaşmaktadır. Tek bir damlası ile dahi insanın içinde karşı konulmaz fırtınalar koparıp şu fani dünyada insana sahte cennetler sunan uyuşturucu madde, sonrasında sebep olduğu acılar ve de meydana gelen ölümlerle insanların ciğerlerini parçalayıp bu dünyadayken adeta cehennem ateşini körüklemektedir. Bu nedenle uyuşturucu madde bağımlılığı, kolay girilen fakat o yola girildikten sonra, geri dönülmesi çok zor olan bir yoldur. Çünkü uyuşturucu maddeye bulaşan sadece ona bulaşmakla kalmamaktadır.  Uyuşturucu madde, beraberinde getirdiği fuhuş, soygun, cinayet, hırsızlık vb kötü alışkanlıkları da altın tepside kullanıcılarına ikram etmektedir. Uyuşturucu madde, bu haliyle onu k

İKTİSADİ YANLIŞLAMALAR

Resim
İktisat terimini çoğumuz ekonomik bir terim olarak duyduk, böyle kullandık ve de hala böyle kullanmaya devam ediyoruz çoğu zaman… Oysaki iktisat terimi, sadece ekonomiye uyarlanacak ve de uygulanacak bir terim değildir… İktisat terimini günlük hayatımızda birçok şeye uyarlamak ve de uygulamak mümkündür… İktisat kavramı, ekonomik anlamda kaynakların kıt, ihtiyaçların ise sınırsız olduğunu söyler… O halde sormak gerekir: “İhtiyaçlar sınırsız, kaynaklar bu kadar kıt iken iktisadın zıddı olan israf neden bu kadar yaygın?” Olaya başka bir açıdan bakıp burada bir yanlışlama yapmak gerekirse, o da, ihtiyaçların sınırsız, kaynakların da kıt olmadığı durumudur… Teoride durum bu iken, gerçek yaşamda aksi yönde gelişen başka bir durum mevcuttur… Teoride ihtiyaçlar sınırsız iken, gerçek yaşamda ihtiyaçlar bir kimsenin geliriyle sınırlı kalıp sonsuz olamamaktadır çoğu zaman… İktisaden kaynaklar kıt gösterilirken, aslında kaynaklar anlatıldığı bu şekilde kıt değildir… Bilinen bir g

TEVBE SURESİ 112. AYET BİZLERE NE ANLATIYOR?

Resim
"Tevbe Suresi 112. Ayet bizlere ne anlatıyor?" Bu sorunun cevabını bulmaya çalışacağız. Tevbe Suresi 112 Ayet: "Allah müminlerden canlarını ve mallarını, karşılığında cenneti onlara vermek suretiyle satın almıştır." diyor. Bu ayet bizlere gösteriyor ki, insan imanı ve ibadetleri ile cenneti hak etmiş oluyor. Çünkü insanın iman ve ibadetleri, verilmiş nimetlerin bile karşılığı değil iken birebir cennetin karşılığı olması mümkün değildir elbette. Yani Allah (c.c.): "Cennet, sizin amellerinizin karşılığı değil ama amel ederseniz eğer, sizlere cenneti amellerinizin karşılığıymış gibi bahşedeceğim." diyor. Yani cennet nimetini, iman ve amele şart koşuyor. Unutulmamalıdır ki, cennetin amel ve ibadetlerimize şart koşulması, onu hak etmiş olduğumuz anlamına gelmiyor. Çünkü insanın ameli ve ibadeti cennete girebilmek için sadece bir vesiledir ve bunun şartıdır. Ancak cennet, Allah'ın fazlıdır. Bediüzzaman Said Nursi Allah'ın fazlını şöyle anlatıyor: "

“ALYA 1. SEANS UYANIŞ” ADLI FANTASTİK ROMAN ÇIKTI

Resim
Adanalı Yazar Murat TAŞ’a ait “ALYA 1. SEANS-UYANIŞ” isimli fantastik roman çıktı. İkinci Adam Yayınları aracılığıyla baskı süreci tamamlanan romanın satışına online satış sitelerinde başlandı. Yazara ait ikinci eser olan “ALYA 1. SEANS-UYANIŞ” roman türünde yayımlanan ilk eserdir. Yazarın ilk eseri olan “YANI BAŞIMDA” deneme türünde olup Aralık 2017’de Cinius Yayınevi tarafından yayımlanmıştır. İyilerle kötülerin bir arada bulunduğu iki kutuplu bir dünyadan bahseden “ALYA 1. SEANS UYANIŞ” adlı fantastik romanın arka kapak yazısı ise kitap hakkında okuyucu kitlesi üzerinde büyük bir merak uyandırmaktadır. “ALYA 1. SEANS-UYANIŞ” adlı fantastik romanın arka kapak yazısı: "İyilerle kötülerin bir arada olduğu iki kutuplu bir Dünya... Kötülüğün simgesi Kaiseros, ruhu ile birleşmek adına, uyanacağı o karanlık gün için geri sayar. Soylular Meclisi, Kaiseros'un bedenini özgür bırakmak için "Gizli Plan" ı hayata geçirmeye başlar. Bu plandan haberdar olan Profesör Al

AYKIRI YAŞAM BİÇİMLERİ VE YANSIMALARI

  Her insan üzerinde bulunduğu coğrafyanın geçmişten gelen, bugün de devam eden özelliklerine göre bir yaşam sürdürür. Bu yaşam biçimine yön veren birbirinden farklı unsurlar bulunmaktadır. Bu unsurlar: iklim koşulları, arazi yapısı, gelenek-görenekler, din ve buna benzer olabilecek şekilde çoğaltılabilir elbette. Lakin bu unsurlar içinde yaşama yön veren en önemli unsur, insanı hem maddi hem de manevi açıdan belli bir olgunluğa eriştiren din kavramıdır. Din kavramını insan yaşamında bu denli önemli kılan asıl şey, din kavramının insan yaşamının tam olarak neresinde olduğu sorunsalıdır. Çünkü bir insan, yaşamış olduğu coğrafyada iklim koşullarına ister istemez uyum sağlamak zorundadır. Ki sağlamaktadır da. Keza bu coğrafyanın arazi yapısına da aynı şekilde uyum sağlanmaktadır. Lakin insan, din kavramını yaşamının merkezi olarak görmezse eğer, arada kalmış bir hayat yaşamak zorunda kalır. Bu da, kişinin mensup olduğu dinin belirttiği yönün aksi yönünde bir yaşam biçimi oluşmasına nede