Kayıtlar

Nisan, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

HAKİKAT

Resim
Kurulmuş olan bir pusuya ilk adımı attığım anda namluda bekletilen kurşunlar yağmur gibi yağdırılıyordu üzerime. Anlaşılan o ki, tahkikat tamamlanmış ve bir sonuç alınmak üzere uzun mu uzun bir yolculuğa çoktan çıkılmıştı. Tetiğe basıldığı her anda, gece karanlığının üzerine çöken mermiler, kalbi duran bir ölü misali ayaklarımın dibine düşüveriyordu hırçın bir şekilde. Karar verilmiş, ferman imzalanmıştı. Gün batımıyla  gelen sessizlik, yerini ölüm haberimi çok öncelerden ilan eden siren seslerine bırakıyordu. Üzerime beyazları çekip sahnede bana eşlik etmek üzere, ölümü de yanıma alarak dans etmeye başlamıştım. Çalan melodi her ne kadar yanlış da olsa dans ediyordum işte, sahnenin en orta yerinde, hem de ölüme meydan okuyarak. * * * İnfaz kararı çoktan verilmiş olan bir hayatın kıyısında, uçurumun kenarında, ıssız bir darağacında atıyordu kalbim. Yaşamak denen şey nefes alıp vermekten ibaret idi ise ayaklarımın altından tabure çekildiği andan itibaren nefes alıp vermeden yaşıyordu

DÜŞÜ(NDÜ)RMECE

Resim
Bir takibatın sonucunda beliren bir gülümseme ile başlamıştı hayat ve her evresinde dönüşü olmayan yollara sapılmıştı sessizce. Tepe taklak olan her devrinde canice fethedilmişti her bir bölgesi. Durmak bilmeyen göçler başlamıştı yaşam ile ölüm arasında. Canlı-cansız savaşımı mevzu bahis olmuş, tek çare ise vaatlerde gizli tutulan ve sebebi açıklanamayan intiharlar olmuştu. Mecburiyet, dört bir yandan saldırmaya başlamış ve hiç kimseye kendini savunması için söz hakkı dahi verilmemişti. * * * Dört duvar arasında yer eden karanlık köşesine çekildi. Cevapsız kalan birçok sorunun anlamsızlığını içinde barındıran bir kör düğüm içinde sessizliği dinledi. Sınır dışı edilmişti hukuk ve adalet, gayrı nizami harp ile mücadelesine devam ediyordu. “Adalet uğruna savaşmalı.” diye geçirdi aklından. Kalemine sarıldı birden ve tek silahı olan kalemini en etkili biçimde kullanmaya başladı. Hiç durmadan, nefes bile almadan yazmaya başladı. KAYNAK:  https://sanalmecmua.com/2021/01/12/dusunmek-mef

SINIRSIZ ÖZGÜRLÜK ÜZERİNE

Resim
Özgürlük, geçmişten bugüne değin var olan ve günümüz dünyasında çokça tartışılan ve gelecekte de üzerinde tartışılması muhtemel olan bir kavramdır. Esasında bu kavram hakkında tartışma konusu olan en önemli konuların başında “sınırsız özgürlük”   ve “özgürlüğün bir sınırının olup olmaması”  gelmektedir. Kavramsal olarak incelediğimiz vakit: “En genel haliyle  özgürlük , bağlı ve bağımlı olmama, dış etkilerden(etkenlerden) bağımsız olma, engellenmemiş ve zorlanmamış olma halini dile getirmektedir. Buna paralel başka bir gündelik tanımı, insanın kendi kararlarını kendi istemine ve düşüncelerine göre belirleyebilmesi ve kendi seçimlerini kendi iradesi ile yapabilmesi olarak belirir.”   (wikipedia, 2013) Bu kavramı bu tanımlar çerçevesinde irdelediğimizde ve belli ölçütlere göre düşündüğümüzde dahi bazı konularda ve bazı alanlarda özgürlüğü kısıtlayan çeşitli durumların ortaya çıkabileceği aşikârdır. Örneğin, kendi iradenizle bir fakülte bitirmiş olsanız dahi, mezuniyet sonrası iş hayatı

LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH

Resim
La ilahe illallah… İmanın esaslarının özünü ifade eden cümle için kullanılan tabir… Allah’tan başka hiçbir ilahın bulunmadığını, O’nun dışında yer alan tüm ilah sayılanların sahte olduğunu, kâinattaki canlı-cansız tüm varlıkların yegâne hâkiminin, tek sahibinin Allah olduğunu ifade eden mukaddes bir kelime. Bir diğer adı ile Kelime-i Tevhid… Tevhid, Allah’ın zatında, sıfatlarında, mabud oluşunda bir ve tek olduğunun zihnen ve kalben kabul edilmesi manasını taşımaktadır. Bu sebepledir ki, Tevhid inancı hak dinin temelini teşkil etmektedir. İslam dinine girmek isteyen bir kimsenin yapması gereken ilk şey, kelime-i tevhidi içtenlikle benimsemesi ve yaşantısını da bu düstur üzerine bina etmesidir. Kelime-i Tevhid, içerik ve muhtevasına gerçek anlamda iman ederek onun gerektirdiği doğrultuda hayatını idame ettiren insanlara cenneti vacip, cehennemi ise haram kılan kıymettar bir cümledir. Aynı zamanda kendisini İslam’a adayan insanların en çok söyledikleri, fakat manasını en az bildikleri

İNSANLIĞA VEDA TEPESİ

Resim
“Burası, " insanlığa veda tepesi "dir. Ta evvel zamandan ahir zamana işaret edilen an'ın yaşanacağı o karanlık günlerin vuku bulduğu mahşer yeridir....” * * *   İnsanlık var oluştan bu yana insanlık adına tarafsızlığı esas kabul etmiş görünse de, işin iç yüzünde taraflı olmayı benimsemiştir her daim. “Söz uçar, yazı kalır.” misali insanlık adına söylenen her söz, ağızdan çıktığı anda uçup gitmiştir.  Aslına bakılırsa söylenen sözlerin yazıya dökülmüş olması da bir fayda sağlamamaktadır çoğu zaman. Çünkü mevzu, amaç açısından irdelendiğinde iki farklı sonuç ile karşı karşıya kalırız. Bunlardan biri “görünürdeki amaç” şeklinde iken, bir diğeri ise “gerçek amaç” şeklindedir.   Görünürdeki amaç, ideal düzen içinde olması gerekeni ortaya koyarken; gerçek amaç ise, mevcut düzen içinde olanı ortaya koyar. Birinde hayalimizde barındırdığımız ve gerçek manada da ulaşılması bizler için hayal olan ya da ulaşılması hayal dahi olamayan bir durum mevcut iken, bir diğerinde ise