EKONOMİK YAKLAŞIM
Eminim ki çoğunuz bu başlığı okuduğunuzda bu yazının iktisadi
konuları içeren bir yazı olduğunu düşüneceksiniz. Ancak yazıyı okumaya
başladığınızda ve yazının derinlerinde yol aldığınızda açık ve net bir şekilde
görülecektir ki bu yazı herhangi bir iktisadi konu içeren bir yazı değildir.
Olaylara ya da hayata
hangi pencereden baktığınız çok önemlidir. Zira olaylara ya da hayata bakış
açınız yaşam tarzınızın dünya üzerindeki bir nevi tezahürüdür. Bunu
düşüncelerinizle harekete geçirirsiniz. Düşünürsünüz ve düşündüğünüz şekilde de
yaşarsınız. Yaşam şekliniz nasıl düşündüğünüzü gösterdiği gibi, düşünce
tarzınız da nasıl yaşadığınızı gösterir.
Bu açıdan olaylara ya
da hayata bakıldığında “Ekonomik Yaklaşım”ın
ne olduğu üzerine çeşitli teoriler geliştirilebilir. Olayın gelişme evresi,
sürece hangi açılardan baktığınızla ilgilidir. Buna binaen hayatın olağan akışı
içinde sıkça yaşadığımız bazı durumları incelemekle başlayalım.
KAYNAK: https://images.app.goo.gl/7vHqokwEyuGpE1Kg8 |
Kâinatın var olduğu ilk
andan itibaren, belki de geri döndürülmesi imkânsız olan ve de hızına bir türlü
ulaşılamayan “zaman”ın
insanlar tarafından nasıl kullanıldığı kısmı incelemeye değer bir konudur.
Ekonomik yaklaşım açısından zamanın kullanılma yönü ele alındığında karşımıza
çıkacak olan olgu “kısa bir zaman içinde maksimum faydayı
elde etmek” olacaktır. Zaman, her aşaması
sağlıklı bir şekilde programlandığında ve hazırlanan programa sıkı sıkıya bağlı
kalınıp oluşturulmak istenen düzen istikrarlı bir şekilde uygulandığında
zamanın kullanılan her bölümünde maksimum faydalara ulaşılacaktır. Teoride bu
olayı incelediğimizde kulağa hoş gelmekte, fakat uygulama aşamasını
düşündüğümüzde ise böyle bir şey imkânsızmış görünmekte. Oysaki imkânsız olan
hiçbir şey yoktur. İmkânsızı hayatın kendisine dâhil eden insanın ta
kendisidir. Bunu test etmek için denemek ve görmek gerek.
Bu kapsamda incelemeye
değer diğer bir konu ise; zamanın belli bir bölümünü içeren “yaşam” kavramıdır.
Yaşam bilindiği üzere anne karnında başlar, kara toprakta biter. Bu evre doğum
ve ölüm evresi olarak da adlandırılabilir. Bu olaya ekonomik yaklaşım açısından
bakılırsa “doğum
ve ölüm evresi arasında hayat bulan yaşam alanında, ulaşılması düşünülen
hedeflere minimum zararlarla ulaşmaya çalışmak” olacaktır.
Bu başarının sağlanması yolunda izlenecek olan rotanın zamanında çizilmiş
olması, bu rota izlenirken hangi aşamada nelerin yapılması gerektiğinin
belirlenmiş olması ve bu yolda karşılaşılan güçlüklere karşı mücadelede ödün
verilmemesi, kişinin sahip olduğu özgüveni her aşamada bir basamak yükselterek
yoluna devam etmesi gerekmektedir. Günümüz dünyasında gerçek manada
düşünüldüğünde ulaşılması güç bir olgudur bu. Ancak kişi çıkmış olduğu bu yolun
sonunda başarıya ulaşacağına tam olarak inandığı ve bu yolda yapması
gerekenleri yaptığı takdirde ulaşılması düşünülen bu hedef gerçekleşecektir.
Bu kapsamda incelemeye değer diğer bir konu ise; var olduğumuz andan yok olacağımız ana dek geçen sürede “doğru insanı bulabilmek” olacaktır. Ekonomik yaklaşım açısında bu olay irdelendiğinde “var oluş ve yok oluş evreleri boyunca devam eden hayat sürecinde doğru zamanı bekleyip, doğru yerde, kişinin varlığında yeniden hayat bulabileceği doğru insanı bularak bireysel yalnızlıktan kurtulması” olarak karşımıza çıkmaktadır. Böyle bir olayın gerçekleşmesi için yapılması gereken aceleci davranmamak, doğru zamanın oluşması aşamasında sabır göstermek, ne istediğini bilmek ve şartlar oluştuğunda bu durumu lehte kullanmaktır. Şartlar oluştuğunda bu durumun lehte kullanılması tek başına yeterli olmayacaktır. Bu adım sadece başlangıç aşamasını oluşturmakta ve sonrası için bu olayın sürekli olabilmesi için yapılması gerekenlerin de zaman kaybetmeden hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ki o zaman tam olarak söylenebilir ki karşımıza çıkan fırsat değerlendirilmiştir. Aksi bir durumda başlangıç aşamasında atmış olduğumuz tek bir adımla elde ettiğimizi düşündüğümüz şeyi farkında olmadan başlarken kaybetmiş oluruz.
Süreçler her ne kadar zor gibi görünse de gerçekleşmesi mümkün olan
olaylardır. Tabi ki, bu aşamaların her birinde bireylerin maruz kalacağı fırsat
maliyetleri de olacaktır. Eğer ki düşündüklerimizin gerçekleşmesini istiyorsak,
vazgeçmemiz gereken bir takım şeyleri de gözden çıkarıp bazı tavizler vermek
zorunda kalacağız. Hayatın olağan akışında vermek zorunda kaldığımız tavizler
gibi…
Ekonomik yaklaşım
açısından olaylara baktığımız zaman daha birçok şeyi bu konu dâhilinde
düşünebiliriz. Benim düşündüklerim şu an için bunlar. Bakalım siz ne
düşünüyorsunuz bu konuda?
Yorumlar
Yorum Gönder