TEVBE SURESİ 112. AYET BİZLERE NE ANLATIYOR?


"Tevbe Suresi 112. Ayet bizlere ne anlatıyor?" Bu sorunun cevabını bulmaya çalışacağız.

Tevbe Suresi 112 Ayet: "Allah müminlerden canlarını ve mallarını, karşılığında cenneti onlara vermek suretiyle satın almıştır." diyor.

Bu ayet bizlere gösteriyor ki, insan imanı ve ibadetleri ile cenneti hak etmiş oluyor. Çünkü insanın iman ve ibadetleri, verilmiş nimetlerin bile karşılığı değil iken birebir cennetin karşılığı olması mümkün değildir elbette. Yani Allah (c.c.): "Cennet, sizin amellerinizin karşılığı değil ama amel ederseniz eğer, sizlere cenneti amellerinizin karşılığıymış gibi bahşedeceğim." diyor. Yani cennet nimetini, iman ve amele şart koşuyor. Unutulmamalıdır ki, cennetin amel ve ibadetlerimize şart koşulması, onu hak etmiş olduğumuz anlamına gelmiyor. Çünkü insanın ameli ve ibadeti cennete girebilmek için sadece bir vesiledir ve bunun şartıdır. Ancak cennet, Allah'ın fazlıdır.

Bediüzzaman Said Nursi Allah'ın fazlını şöyle anlatıyor: "İşte ey gafil insan! Bak Cenab-ı Hakk'ın fazlına ve keremine! Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hiç yazmamak adalet olduğu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bazen yetmiş, bazen yedi yüz, bazen de yedi bin yazar. Hem şu nükteden anla ki, o müthiş Cehennem'e girmek ceza-yı ameldir, ayn-ı adildir. Fakat Cennet'e girmek, mahz-ı fazıldır." (Sözler, 23. Söz)

Tevbe Suresi 112. Ayet bizlere gösteriyor ki, insanın imanı ve ameli, cennete girmek için bir vesiledir ve cennete girmenin şartıdır. Ancak Cennet, Allah'ın fazlıdır.

Eğer ki bizler, Cenab-ı Hakk'ın rızasına uygun hareket edersek, O'nun şefkat ve merhametini celp etmiş oluruz. Böylece hem bu dünyada hem de öbür dünyada Cennet'e kavuşmuş oluruz.

Şimdi soruyorum sizlere: "Her iki cihanda da Cenneti yaşamak için Allah'ın rızası doğrultusunda, saadet dolu bir yaşam sürdürmeye değmez mi bu?"

Şimdi tefekkür zamanı. O halde oturup düşünelim.  


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YOKSA BİR MÜSLÜMAN'IN HİLAFET İSTEMESİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL Mİ?

ANLAMAK MI? YOKSA ANLAŞILMAK MI?

100 YILLIK UYKU HALİ