LA GALİBE İLLALLAH

Her fani yaşam ile ölüm arasında geçirdiği o kısıtlı süre dâhilinde galip olmak için mücadele etmektedir. Dünya hayatının başladığı ilk gün bu böyleydi, son gün de böyle olacaktır. Çünkü insanoğlunun içindeki kazanma arzusu hiçbir vakit son bulmayacaktır. Ta ki o güne kadar. Son nefesi asıl sahibine teslim edinceye kadar…

Kazanmak dedik. Evet! Kazanmak. Bu kelimeye hangi açıdan bakıldığı ve bu kelime ile kişinin ne anladığı ya da bu kelimeye insanın kendi gözünde ne anlamlar yüklediği önemlidir. Elbette be kelimeye yüklenen bu anlam o kimsenin hayata bakış açısını da yansıtacaktır. Bu kelimeye yüklenen bu anlam o kimsenin bu hayattan ve bu hayat sonrasından ne beklediğini, hatta ve hatta ne elde etmek istediğini de ortaya koyacaktır. Bu pencereyi biraz daha büyütüp daha geniş bir çerçeveden bakacak olursak eğer, bu kelimeye yüklenen anlamdan bir devletin yönetim şeklini tespit etmek dahi mümkün olacaktır. Bir toplumun yaşam tarzını ortaya koymak dahi…

KAYNAK: https://www.beyaztarih.com/gunun-resmi/detay/elhamra-sarayindaki-levha-ve-la-galibe-illallah


“Bu nasıl mümkün olur?” dediğinizi duyar gibiyim. Hatta “Tek bir kelimeden bu kadar anlam ya da bu kadar netice çıkarmak imkânsız.” dediğinizi de işitir gibiyim. O halde adeta beynimizin içini kemiren bu sorulara birlikte cevap arayalım.

Şimdi bugünü, yani günümüz dünyasını düşünelim. Önce kendimize, sonra da etrafımızdaki insanlara bakalım. Sonu ölüm ile noktalanacak olan bu hayattan ne istediğimizi etraflıca bir düşünelim. Standardı yüksek bir hayat mı? Saygın bir iş mi? Kaliteli bir eğitim mi? Güzel bir ev mi? Yoksa son model bir araba mı? Bu seçenekleri çoğaltmak mümkün… Bu sistem, yani kapitalizm, biz insanoğluna bunu öğütlüyor. Çok çalışmayı ve maddi anlamda bir şeyler elde etmeyi, maneviyatı yok saymayı, birilerinin dünyasını inşa etmek için kendi dünyamızı heba etmeyi, bencil olmayı, paylaşmamayı, bir başkasını yok saymayı, başkasının hakkını gözetmemeyi, zalim olmayı, mazlumu sömürmeyi ve daha nicesini bu sistem bizlere aşılıyor. Ve bugün, genel anlamda tüm insanlığın bütün mücadelesi, bir gün verilecek son nefes ile son bulacak bu hayat için. Sadece burası için... Ölümden sonrası mı? İşte o kısım adeta hafızalarımızdan silinmiş ya da hiç olmamış gibi… Bu ve buna benzer durumlar ve genel anlamda insanların yaşayış tarzları, onların neleri önemseyip, neleri önemsemediği ve nasıl bir yönetim şekline mensup olup nasıl idare edildikleri hakkında fikirler vermektedir.

Günümüzde kapitalist sistemin çarkları arasına sıkışıp kalan insanoğlu ve bu sistemin idare edicileri elde ettikleri servetlerle galip olanın kendileri olduğunu düşünmekte ve bu yönde zelil bir yaşam sürdürmektedirler. Maddi anlamda yükselme üzerine kurulu bu düzen, fikri anlamda ise alçalma ve gerileme yönünde bir yol izlemektedir. Bu yolun yolcusu olan insan ise tıpkı onları idare eden idarecileri gibi galip olanın kendisi olduğunu zannetmektedir. Oysaki Yusuf Suresi 21. Ayet’de Allahu Teâlâ söyle buyurmaktadır: “…vallahu galibun ala emrihi velakinne ekseren nasi la ya’lemun.” Bu ayetin anlamı şu şekildedir: “Allah, her işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” Bu ayetten hareketle “La galibe illallah!” yani, “Allah’tan başka galip yoktur!” sözü söylenmiştir. Geçici olan bu dünya adına gelinen nokta ve bu dünya adına elde edilen başarı ne olursa olsun, gerçek galip Allah’tır der bu söz. Herkes gider, her şey çöker, her sistem son bulur fakat gerçek bir ve tektir. İnsanoğlu farkında olsun ya da olmasın, O değişmez. O, hep vardır. Çünkü O, ezeli ve ebedidir. Galip olan yalnızca O’dur.

“La galibe illallah” sözü, Endülüs’te, El-Hamra Sarayı’nın kemerlerinde, sütunlarında yazmaktadır. “La galibe illallah” sözü, İspanya’daki Endülüs mimari eserlerinin çoğunda göze çarpmaktadır. Bir rivayete göre, Halife Muhammed Bin Nasr bir zaferden döndüğünde halk kendisini “El galip, el galip!” diye karşılamıştır. Bunun üzerine halife, o vakitler inşa ettirmekte olduğu El-Hamra Sarayı’nın duvarlarına bu sözü nakış nakış işletmiştir. “La galibe illallah” sözü, İspanya’nın El-Hamra Sarayı’na ait olan taş duvarlara oyularak yazılmıştır. Allah, yaratıcıdır ve her şeye hâkim olandır. O, neye “Ol!” derse o olur. Allah’ın yenilgisi diye bir şey yoktur ve Allah’tan başka güçlü olan kimse de yoktur. Allah, her insana şah damarından daha yakındır. Galip olan yalnızca Allah’tır.

“La galibe illallah” sözü, gerçekten de derin manası olan bir söz olup Yüce Yaradan’ın bazı isim ve sıfatlarını anlatmaktadır:

§  Allah, mutlak güç sahibidir. Allah, “Ol!” der ve olur.

§  Allah’tan başka zafer sahibi yoktur.

§  Allah, tek gerçek galiptir. Başka her şey fanidir, geçicidir.

§  Allah’ın tek galip olduğunu insanların çoğu bilmez, bunun farkında değildirler.

§  Allah, insanlara şah damarından bile daha yakındır.

§  Allah’ın yenilgisi söz konusu bile olamaz. Mutlak güç sahibi yalnızca O’dur.

 

“La galibe illallah” sözü üzere galip olanın yalnızca Allah olduğunu bilen her insan, yaşamını bu yönde sürdürüp her iki cihanda saadeti elde etmenin yollarını aramalıdır. Elbette bugün birçok insanın rüzgârına kapıldığı kapitalist sistemin bir parçası olmayıp dünya için ahretini yakmamalıdır. İnsan, sadece dünya için mücadele edip hem dünyasını hem de ahretini kaybedenlerden olmamalıdır. Bilakis, “Dünya, ahretin tarlasıdır.” gerçeğini göz ardı etmeyip bu paralelde dünyasını ahreti için ekip biçmeli ve bu sayede hem bu dünyada hem de öte dünyada kazanan olmalıdır insan. Bu ise, yalnızca hak din olan İslam'ın her anlamda yaşantımıza tatbik edilmesi ile mümkündür.   


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

YOKSA BİR MÜSLÜMAN'IN HİLAFET İSTEMESİ DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ DEĞİL Mİ?

ANLAMAK MI? YOKSA ANLAŞILMAK MI?

100 YILLIK UYKU HALİ