CENNETİN GARANTİSİ NEDİR?
Yaşadığımız şu fani hayatı anlamlı kılan, bu yolun sonunda varılacak olan cennet ya da cehennemin olmasıdır. Elbette herkes, ölümden sonraki bu yolculuğun cennete doğru olmasını ister. Tabi ki cennete varabilmek için de yapılması gerekenler bulunmaktadır.
O halde soruyoruz: "Cennetin garantisi nedir?"
Bu soruya en net cevabı Peygamber
Efendimi (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde şöyle cevap veriyor: "Ey
müminler bana, kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin; ben de size cennetin
güvencesini vereyim. Konuştuğunuz zaman
doğru söyleyin!
Söz verdiğinizde sözünüzü tutun!
Size bir şey emanet edildiğinde
ona riayet edin!
İffetinizi koruyun!
Gözlerinizi bakılması yasak
olandan sakının!
Ve ellerinizi haramdan
çekin!"
Şimdi bu hadis-i şerif çerçevesinde soralım mı kendimize?
Konuştuğumuz zaman doğruyu söylüyor muyuz?
Söz verdiğimiz zaman o sözü tutabiliyor muyuz?
Bize verilen bir emaneti aldığımız gibi sahibine iade edebiliyor muyuz?
Peki ya iffetimiz? Bu konuda ne kadar hassasız?
Gözlerimizin önüne düşen haramdan çevirebiliyor muyuz gözlerimizi? Yoksa hakim olamıyor muyuz kendimize?
Acaba ne kadar koruyabiliyoruz kendimizi haram olandan?
Kendimize sorduğumuz bu sorular karşısında aldığımız cevaplara bir bakalım?
Ve netice itibariyle cenneti ne kadar isteyip istemediğimizi kontrol edelim ve ona göre kendimize bir yol çizelim.
Burada bir karar vermemiz
gerekiyor: "Nasıl bir kulluk ile çıkmak istiyoruz Rabbimizin karşısına?
Tastamam mı? Yoksa noksan mı?"
Cennetin anahtarı, Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadis-i şerifinde belirttiği bu altı şeyi yaşantımıza uygulamakla elde edilebiliyor. Bu durumda biz Müslümanlara düşen o anahtarı alıp kapıyı ardına kadar açmak olacaktır.
O halde neyi bekliyoruz?
Yorumlar
Yorum Gönder